1. Şişman hastalar normal kilosuna zayıflatılır. Arzu edilen kiloya zayıflamada, diyetin enerji değerinde aşın kısıtlama yapılmaz. Diyetin enerji değeri, bireyin arzu edilen ağırlıkta kalmasını sağlayacak biçimde ayarlanır.

2. Kan basıncı yüksek (hipertansiyon) olan, vücudunda şişlikler (ödem) fculunan hastalıklarda, kalp yetmezliğinde, hastalığın derecesine göre diyette tuz azaltılır. Doktorun önerilerine uyulur.

a. Kan basıncı çok yüksekse ve şişme varsa, tuz sakıncalı olmayacak şekilde kısıtlanır. Çok ileri durumlarda yemeklere tuz eklenmez, sodyumu düşük besinler seçilir, tuzlu ve salamura yiyecekler verilmez, tuzsuz ekmek verilir. Tuzu çok kısıtlanmış diyet uzun süre uygulanmaz. Tuzu aşırı derecede ve uzun süreli kısıtlamanın yararı bir yana sakıncalı olduğu anlaşılmıştır.

b. Hastanın durumuna göre, tuzun orta derecede kısıtlanması gerekiyorsa., yemekler tuzsuz ya da az tuz eklenerek hazırlanır, tuzsuz ekmek verilir. Diyette,, tuzu ileri derecede kısıtlanmış diyette yer almayan ve sodyum değeri yüksek besinlere, sebze ve meyvelere de yer verilir. Tuzlu ve salamura yiyecekler verilmez.

c. Tuzu hafif derecede kısıtlanmış diyette, yemeklere konan tuz miktarı, hastanın durumuna göre yarıya indirilir ya da daha da azaltılır. Kuruyemişler, tuzlu ve salamura yiyecekler verilmez. Suda bırakılarak tuzu alınmış peynir yenebilir.

3. Kanda kolesterol düzeyini yükseltici etkisi olan doymuş yağ asitlerinden zengin hayvansal yağlar kısıtlanır. Toplam yağ miktarı azaltılır. Diyette daha çok mısırözü, ayçiçeği ve pamukyağma yer verilir. Kolesterol yönünden çok zengin besinler azaltılır ya da hiç verilmez. Kan kolesterol düzeyi, yalnız kolesterolü az besinler alınarak düşürülemez. Bunun için, aşırı kısıtlama yapılmaz.. Et, süt gibi besinler diyetten çıkarılmaz. Diyetin protein değeri düşürülmez.

Diyette, tüm besin gruplarına yeterince yer verilir. Süt ve yoğurt azaltılmaz. Bazı araştırmalar, sütün ve yoğurdun kan kolesterolünü yükseltici değil düşürücü etkisi olduğunu göstermektedir. C vitaminin de kan kolesterolünü düşürdüğü bulunmuştur. Bir araştırmada, protein kaynağı olarak soya fasulyesi yedirilen hastaların kan kolesterolünün üç hafta içinde önemli ölçüde düştüğü “belirlenmiştir. Temel besinlerin, beslenme yetersizliğine yol açacak şekilde azaltılması, yararlı değil zararlı olur.

4. Saf şekerlerden, şekerlemelerden, hamur tatlılarından kaçınılır. Çay ve kahve gibi içeceklere fazla şeker konmaz. Bu içecekler aşırı alınmaz. Demi az çay ve ıhlamur gibi içecekler tercih edilir.

5. Sigara içilmez. Alkol alınmaz. Kalp ve damar hastalarına alkolün iyi geldiği söylentisi bilimsel görüşe uymamaktadır.

6. Öğün sayısı, hastamn durumuna göre artırılabilir. Günlük yiyecekler 3-5 öğüne dengeli olarak bölünür. Öğün atlanmaz, öğünlerde aşırı yemek yenmez.

7. Kolesterol, tuz, yağ ve saf şekerler azaltılarak hastanın yeterli, dengeli, düzenli ve ölçülü beslenmesi sağlanır. Durumu kötüleştirecek aşırı kısıtlamalardan kaçınılır. Diyette her besin grubundaki temel besinlere yeterince yer verilir. Hasta, kendi beslenmesi konusunda eğitilir.

Kalp ve damarların yapı ve çalışmasının normal olması vücut sağlığı için çok önemlidir. Yüksek kan basıncı, damar sertliği, kalbi besleyen damarlarda ve kalp kapakçıklarında bozukluklar, kalp yetmezliği gibi birçok kalp ve damar hastalıkları, özellikle orta ve ileri yaşlarda sık görülmektedir. Bu ve benzeri hastalıklar ölüm nedenlerinin başında gelmektedir.

Bilinen ve bilinmeyen nedenlerle, özellikle yaşlandıkça, kan basıncı yükselme eğilimi gösterir, damarların içinde küçücük lipit birikintileri oluşmaya başlar. Bunlar zamanla damarların iç yüzeyinde tabakalanır ve damar boşluğunda çıkıntılar yapar. Bu çıkıntılar içine kalsiyum da çöker; damar esnekliğini yitirerek sertleşir; damar çapında daralma da olduğundan kan dolaşımı normal olmaz. Bazen, çıkıntı yapan birikintiler parçalanarak kanla hareket ederken, büyüklüğüne göre kan damarlarını tıkar ve tehlike yaratır. Örneğin, kalbi besleyen damarlarda; tıkanma enîarktüs’e yol açar, beyin damarlarında tıkanma, bu organın beslenmesini engeller.

Kalp ve damar hastalıkları çok çeşitlidir. Bunların herbirinin oluşumu ve ilerlemesinde kalıtım, çevre ve kişisel özellikler, yaş, kötü alışkanlıklar ve beslenme durumu gibi çok değişik etmenlerin rolü olduğu bilinmektedir.

Bazı yanlış beslenme uygulamalarının etkileşiminin kalp ve damar hastalıklarına riski (yatkınlığı) artırdığı anlaşılmıştır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir