Beslenmenin kanserin oluşmasındaki rolü, giderek daha fazla araştırmacı tarafından incelenir olmuştur. İngiltere Kanser Araştırma Kurumu, yürütülen araştırmalann kanser vakalanmn 9610 ila 70′inin diyet değişikliğiyle önlenebileceğini gösterdiğini belirtmiştir. Ancak bu tür bir araştırmayı yürütmek için, insanlann beslenme biçimlerini randomize kontrol testleriyle denetlemek pek uygulanabilir bir yöntem değildir.

Bunun yerine, pek çok sağlıklı insandan oluşan bir grubun beslenme alışkanlıklan bir süreligine kaydedilerek, daha sonra bu insanların hangilerinin hasta olduğu ve hangi hastalığa yakalandıklan gözlemlenebilir. Avrupa çapında yürütülen büyük bir proje, yukarıda bahsedilen uygulamayı yürütmektedir. Araştırmayı yürüten kuruluş, önümüzdeki 10-20 yıl içerisinde, diyet ve kanserle ilgili bir bildiri sunabilecek hale gelecektir.

Bugüne kadar yürütülen geniş çaplı araştırmalara baktığımızda, ayrıntılar farklılık gösterse de, meyve-sebze, baklagiller, tahıl ve yağ oranı düşük gıdalardan oluşan diyetlerin kanser riskini azalttığını, öte yandan kırmızı ve kızarmış et, hayvansal yağ, ızgara ve turşu yönünden zengin diyetlerin bu riski arttırdığını görüyoruz.

Japon ve Amerikalı kadınlann göğüs kanserine yakalanma oranlan, araştırmacılann ilgi odağı olmuştur. Japonya’da yaşayan kadınların kansere yakalanma oranı, Amerikalı kadınlarınkine nazaran oldukça düşüktür. Ancak bu kadınlar Amerika’ya yerleştikleri zaman, kanser riskleri bir hayli artmaktadır. Araştırmacılar bitkisel (fito) östrojen bakımından zengin bir soya diyetinin göğüs kanseri riskini azaltacağını düşünürler. Ancak araştırmalann hepsi bu sonucu vermemektedir: Dolayısıyla soyanın göğüs kanseri riskini azaltıcı etkisi veya daha önce soya tüketmiş kadınların göğüs kanseri hastalıklarının seyri üzerindeki etkisi konusunda geçerli bir sonuca ulaşılamamıştır.

Hiçbir anti-kanser diyetinin mevcut kanserleri tedavi edebileceği sonucuna vanlmamıştır. Ancak araştırmalar, diyetin dikkatli bir şekilde yürütüldüğü durumlarda yaşam kalitesini arttırabileceğini ve bazı kanser hastalarının daha uzun süre hayatta kalmasını sağlayabileceğini göstermiştir.

Son araştırmalar fito-kimyasallar olarak bilinen bitkisel kimyasallann önemine dikkat çekmektedir. Bu kimyasallar, bağışıklık sistemini güçlendirebilir, hasar görmüş hücreleri onarabilir ve bu hücreleri tehlikeli bir genetik bozulmaya karşı koruyabilirler.

Kansere çözüm bulunmasını beklerken, mutfakta ve evde bize oldukça yakın yardımcılanmızın olduğunu unutmamalıyız. Brokoli, soya, Japon mantan, sanmsak ve taze yoğurdun bağışıklık sistemini güçlendirdiği, göğüs dokusu üzerindeki hormon etkilerini engellediği, karaciğerin kanserojen maddelerle savaşını güçlendirdiği ve DNA’ya verilen hasan durduğu tespit edilmiştir. Bu gıdalan tüketmek belki göğüs kanserinin önlenmesinde faydalı olabilir. Eğer böyle bir faydası olmazsa da, en azından sağlığınıza herhangi bir zararı dokunmaz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir