Keçiboynuzu: Baklagiller familyasından Güneydoğu Anadolu ve Akdeniz havzasında yetişer. Meyvesi 10-20 cm boyunda, yassı, etli, açılmayan ve koyu renklidir. İçeriğinde yağ, sakkaroz, glikoz, selüloz ve azotlu bileşikler vardır.

Çiğ yendiği gibi reçel ve likör de yapılır. 8-10 metre yüksekliğinde, daima yeşil kalan bir ağaç olan keçiboynuzu bitkisi siyah boynuz şeklinde meyvelere sahiptir. Oldukça besleyici ve farklı tadıyla özel bir besin olan keçiboynuzu, harnup olarak da bilinir.

A, B ve E vitaminleri ile bol miktarda potasyum, kalsiyum ve fosfor içerir. Keçiboynuzu ve pekmezi yüksek besin değeri ile özellikle zayıflık çekenlere ve gelişim çağındaki çocuklara oldukça faydalı bir besindir.

Kıymetli ziyaretçilerimiz bu yazımızda sizlere Keçiboynuzu (harnup)’nu tanıtmaya çalışacağız. Keçiboynuzu özellikle akciğer hastaları için önemli bir besin kaynağı. Düzenli kullanımıyla akciğer rahatsızlıklarına iyi gelmektedir. Keçiboynuzunun nerde nasıl ortaya çıktığını, hangi hastalıklara iyi geldiğini, içeriği ve insan sağlığı açısından faydalarını yani kısaca keçiboynuzu ile ilgi merak ettiğiniz tüm soruların cevabını yazımızın detaylarında bulabilirsiniz.

Keçiboynuzu (Ceratonia siliqua), baklagiller (Fabaceae) familyasından olup Akdeniz ikliminin hüküm sürdüğü yerlerde doğal olarak yetişen ve baklaları (meyveleri) yenen, herdem yeşil çalı ya da ağaç formunda olan bir bitki türü.

Morfolojik özellikleri:

Uzun ömürlü ve boyu 10 m. kadar olan maki türü bir ağaçtır. Sert ve koyu yeşil yapraklıdır. Yaprakları, karşılıklı dizilmiş bileşik yapraklar olup boyları 10-20 cm. uzunluğunda olup damla uçludur. Çiçekleri 6-12 cm. uzunluğunda olup açık yeşilimsi kırmızı, küçük ve çok sayıdadır.

Ağacın meyveleri (legümen) ise 15-20 cm. kadar olabilen ve ilk zamanlar yeşil ama olgunlaştığında kahverengileşmektedir. Ağaç Meyvesinin mezokarpı (orta tabakası), taze iken yumuşak ve tatlıdır. Her bir meyvenin (bakla) içerisinde onbeş kadar sert kabuklu yassı tohumlar bulunur. Tohumlar Trigosol adı verilen bir madde içerir.

Yayılışı:

Akdeniz kıyılarında, Kıbrıs adası, Libya ve ABD’nin Kaliforniya bölgesinde bulunur. Türkiye’de Antalya’nın Alanya, Manavgat, Gazipaşa ilçeleri ile Mersin’nin Anamur, Bozyazı, Aydıncık, Gülnar ve Silifke ilçeleri ile Muğla’nın Marmaris ve Datça ilçeleri dolaylarında küçük veya büyük gruplar halinde yetişmektedir.

Kullanımı:

Keçiboynuzu meyveleri öksürük ilaçlarında kullanılır. Çiğneme tütününe tat vermek için katılır. Keçiboynuzu meyvesinden pekmez de yapılır. Tohumlarından elde edilen balsam, tekstil endüstrisinde apreleme için kullanılır. Ayrıca çikolata imalatında tatlandırıcı olarak da kullanılmaktadır. Afrodizyak özelliğiyle cinsel gücü artırdığına da inanılmaktadır.

Tarihsel önemi:

Yunanca’da keration, İngilizce’de carob, Arapça’da ise harub veya harnub olarak anılır. Keçiboynuzu tohumu yüzyıllar boyunca elmas ölçmek için kullanılmış, elmaslar keçiboynuzu tohumu ile tartılarak satılmıştır.

Bu yüzden, kırat ya da karat denilen ölçüye adını vermiştir. Profesör Doktor Aydın Akkaya konuyu şöyle açıklıyor: “Keçiboynuzu çekirdeği, doğada ağırlığı değişmeyen bir tohumdur. Bütün tohumlu bitkilerden yalnız keçiboynuzu uzun süre suda bekletildikten sonra filiz verebilir.

Bu hem çok kuruduğu ve meyvesinden çıktıktan sonra son ve sabit ağırlığını aldığı için, hem de içine su alma olasılığı çok az ve çok uzun zamana bağlı olduğu içindir. Bu nedenle Araplar, Selçuklular ve Osmanlılar döneminde ağırlık ölçüsü olarak kullanılmıştır.

Dört tanesi bir dirhem eder. Dirhem, değişmekle birlikte 3 gr. ağırlığı temsil etmektedir. Satıcı iki dirhemlik (8 çekirdek) bir şey satarken lütfedip 1 çekirdek fazla tartarsa bu, malı alanın itibarını gösterir. Olağandan fazla giyinen, süslenen vb. kişilere iki dirhem bir çekirdek denmesi bundan kaynaklanmaktadır.”

Bir rivayet:

Lokman Hekim, günlerden birinde Anadolu’nun güneyindeki insanların dertleriyle ilgilenmek üzere yola çıkar. Toros Dağları’ndan aşağıya inip Akdeniz’e doğru ilerlerken limon ağaçlarını görür. Orada yaşayan insanların daha sağlıklı olabileceğini düşünerek ilerlerken yolunun sağının solunun keçiboynuzu ağaçlarıyla örtülü olduğunu görür. Orada durup yanındakilere “Buranın insanlarının bana ihtiyacı olmaz.” deyip geri döner.

Diğer İsimleri: Harnup, Carob, Caroube, Ceratonia siliqua

Yetiştirildiği Yerler: Vatanı doğu Akdeniz ülkeleri olup, buradan önce Hindistan, Brezilya, Arjantin, Avusturalya, ABD, doğu ve güney Afrika ülkelerinde yetiştirilmeye başlanmıştır. Türkiye’nin ise Akdeniz ve Eğe bölgesinin sahil şeridinde yabani olarak yetişir.

İçeriği: Keçiboynuzunun ortalama %35’i düşük moleküler yapılı karbonhidratlardan oluşur. Gallik asitte vardır. Yine yaklaşık %40’ı yüksek moleküler yapılı nışastadan oluşur. Yağ oranı ise oldukça düşük olup ancak %1’dir.

Faydaları:

Kolestrol içermez.
Kafein yoktur.
Ca’sı boldur; süte oranla yaklaşık 3 kat.
A, B ve E vitaminleriyle P (fosfor) içerir.
Vücuda yiyecekler aracılığıyla giren radyasyonu dışarı atar.
Yüksek oranda çinko içerir.
450 ml kaynamış ve ocaktan alınmış suda 7 tane ezilmiş keçiboynuzunu 15-20 dakika bekletip günde 1 su bardağı içmek testestoron seviyesini arttırır.
Astım hastalığına, nefes darlığına iyi geldiği söylenmektedir.
İshali keser.
Astımda faydalıdır.
Sinirleri rahatlatır.
Kemik erimesini azaltır.
Akciğer ödemine iyi gelir.
Balgamı ve öksürüğü keser.
Cinsel isteği ve gücü arttırır.
Sigara tiryakileri için faydalıdır.
Hafızayı güçlendirir ve dikkati arttırır.
Mide ve bağırsak hastalıklarında faydalıdır.
Hareketli sperm sayısını artırıcı özelliği vardır.
Akciğer kanserine karşı koruyucu etki gösterir.
İktidarsızlığa ve sperm azlığına karşı çok faydalıdır.
Özellikle çocukların zeka ve kemik gelişimini destekler.
Vücudu şişmanlatır ve kan yapar.
Göğsü yumuşatır, balgam söker ve bronşları boşaltır.
Nefes darlığına karşı çok etkili olan keçiboynuzu bronşları açar, göğsü yumuşatır ve göğüs ağrısını azaltır.
Çiğ olarak keçiboynuzu yemek iyi huylu prostat büyümesine karşı yararlıdır. Bu soruna yol açan 5-alpha-reductase enziminin aktivitesini düşüren palmitic acid ve stearic acid gibi etken maddeler içerir.

Nasıl Kullanılır? Meyveleri taze ve kuru olarak yenir. Çekirdeklerinden de yararlanılır. Yaprakları ve dalları kurutulup kaynatılarak keçiboynuzu çayı yapılabilir. Ayrıca, keçiboynuzu pekmezi yapılır.

Her gün düzenli olarak Keçiboynuzu pekmezi yiyerek yapılacak keçiboynuzu kürü özellikle kansızlık çekenlere ve sperm azlığı şikayeti olanlara çok yararlıdır.

Keçiboynuzu çekirdeği öğütülüp suda kaynatıldıktan sonra lapa yapılarak vücuttaki şişkinlik ve yaralara sürülürse çok faydası görülür. Bu lapa basur memelerine de sürülebilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir