Doğum tarihi: ?? ?? 0005
Ölüm tarihi: ?? ?? 0065
Kaç yaşında öldü: 60
Meslek: Din Adamı
Doğum yeri: Tarsus, Mersin
Ölüm yeri: Roma, Roma İmparatorluğu

Pavlus, Romalılara, yeni kurulmuş Hıristiyanlık dinini öğretti. Hazreti İsa’nın vaazlarını ve öğretilerini pagan inanışındaki Roma dünyasına öğreten ilk Yahudi din adamı, ilk misyoner, elçi ve havariydi.

Pavlus, Milattan sonra 5. yüzyılda Roma İmparatorluğu vatandaşı ve dindar bir aileden gelen Yahudi olarak Türkiye’nin güneyinde yer alan Tarsus’da doğmuştur. Asıl adı Saul’dur. Tarsus o dönemde Roma İmparatorluğu içinde önde gelen kültür, eğitim, felsefe merkezlerinden birisiydi ve çok iyi okullara sahipti. Kudüs’te büyüdü ve onu Yahudi Yüksek Kurul’un (Sanhedrin) önde gelen bir otorite olan Gamaliel büyütmüştür. Dini yazıları öğrenmenin yanı sıra, Yunan filozoflarını da inceledi ve yaşamın mutluluğa giden yolu erdemli bir şekilde kabul etmesini savunan Stoacı filozoflarla tanıştı. Günlük yaşamında bir çadır yapımcısıydı. Yeni Ahitʼte yer alan bilgilere göre Yahudi asıllı olan Pavlus, Saul olarak da tanınıyordu. Kendisini Hıristiyanları ve Hıristiyanlığı yok etmeye adamıştı. Hıristiyan olmadan önce Hıristiyanlara şiddetli zulümler yaptığını Pavlus kendisi itiraf etmektedir. Pavlus, Yahudi dünyasında uzun zaman açıkça hiç dile getirilmeyen bir din adamıydı.

Erken hayatı boyunca, Pavlus bir Ferisiydi. Ferisiler İncil’de de okuyacağınız üzere yazılı ve sözlü geleneğe sıkıca bağlı dini bir gruptu. Hıristiyanlara yapılan zulümde önemli rol oynadı. Bunların arasında, İsa Mesih’in havarilerinden ve ilk Hıristiyan şehit olan Stefan’ın taşlanmasında rol almak da vardı. İşte Pavlus, Saul adıyla ilk kez burada ortaya çıkıyor.

Pavlus, Hıristiyanları tutuklamak amacıyla Şam’a yolculuk ederken Hazreti İsa kendisine göründü ve Pavlus bu vakada görme kabiliyetini kaybetti. Üç gün sonra Şamlı Hananya, Pavlus’un gözlerinin tekrar şifa bulmasına vesile oldu. Pavlus, bu yolculukta Hıristiyan oldu ve bunun sebebi olarak, Şam yolculuğunda, Meryem oğlu İsa’nın kendisine göründüğünü dile getirdi.

O günden itibaren Pavlus, Nasıralı İsa’nın İsrailoğullarının beklediği Mesih ve aynı zamanda da Tanrı’nın Oğlu olduğunu insanlara vaaz etmeye başladı. Elçilerin İşleri kitabının yaklaşık yarısı Pavlus’un hayatından bahseder. Pavlus Hıristiyanlığın Yahudilikten ayrı müstakil bir din haline gelmesi konusunda en önemli rolü üstlenmiştir. Pavlus’un Hıristiyanlık üzerindeki etkisi diğer bütün Hıristiyan önderlerinden daha fazla oldu.

Bazı tanrı bilimciler, Pavlus’un öğretilerinin, Hazreti İsa’nın kanonik incillerdeki öğretilerinden oldukça farklı olduğunu vurgulamaktadır. Bu tanrı bilimcilerden Barrie Wilson, Pavlus’un öğretilerinin Hazreti İsa’nın öğretilerinden mesajının kökeni, öğretileri ve ameller açısından ayrılık gösterdiğini vurgular. Pavlus ve Hazreti İsa’nın arasındaki bu köklü ayrılıktan dolayı, bazıları Hazreti İsa’nın, Hıristiyanlığın birinci kurucusu iken, Pavlus’un Hıristiyanlığın ikinci kurucusu olduğunu dile getirirler.

Pavlus, Hıristiyanlığı Yahudi topraklarının dışına yaymaya çalışmış ve bu çabalarının sonucu olarak günümüz Avrupasının Hıristiyanlaşmasını sağlamıştır. Bu yüzden tarihçiler arasında Havariler Çağı’nın en önemli figürlerinden biri olarak kabul edilir. MS. 30 ile MS. 50 yılları arasında Anadolu Yarımadası’nda ve Güney Avrupa’da birçok Hıristiyan cemaatleri kurdu.

Pavlus ve Barnaba 46-48 yıllarında ilk misyon yolculuklarına Antakya (Antiokheia)’dan liman kenti olan Samandağ (Seleucia)’a gelmiş ve buradan bir gemiye binerek Kıbrıs’a gitmiştir. Kıbrıs’ta bir süre konakladıktan sonra yine deniz yoluyla Antalya limanına, ardından karadan yoluna devam ederek Aksu (Perge) kentinden Isparta’nın Yalvaç (Pisidia Antiokheia), Konya (İkonium), Karaman’da Hatunsaray (Lystra) ve Derbe’ye (Aşıran Köyü) uğramıştır. Buralarda vaazlarını verdikten ve çok sayıda kişinin Hıristiyan olmasını sağladıktan sonra aynı yoldan Aksu (Perge) ve Antalya’ya dönmüş ve Antakya (Antiokheia)’ya giderek yolculuğunu sonra erdirmiştir.

Pavlus ve Barnaba daha sonradan “Kudüs Konsili” ya da “Havariler Konsili” adını alacak toplantıya katılmak üzere Kudüs’e giderler. Bu Kudüs seyahatinin ardından Aziz Paulus, Antakya’dan ayrılarak Anadolu, Balkanlar ve Yunanistan’daki çeşitli merkezlere misyon faaliyetlerinde bulunmak üzere ikinci kez yola çıkar.

Pavlus, 49-52 yıllarında yaptığı yolculuğunda sırasıyla önce Antakya, Derbe, Listra, Phrygia, Kuzey Galatia, Mysia ve Troia gibi Anadolu’nun çeşitli yerleşim merkezlerini dolaştıktan sonra gördüğü bir düş ile Makedonya’ya gitmeye karar verir. Daha sonra buradan deniz yoluyla Efes’e geçer. Bir müddet burada kaldıktan sonra yine deniz yoluyla Filistin’deki Sezeriye’ye ve oradan da Kudüs’e gider. Burada kısa bir süre kaldıktan sonra yolculuğunun başlangıç noktası olan Antakya’ya geri döner. Böylelikle II. Misyon Yolculuğu da tamamlanmış olur.

Antakya’da kısa bir süre kalan Pavlus yeniden yollara koyulur ve Anadolu’dan Makedonya’ya ve Yunanistan’a oradan da tekrar Anadolu yoluyla Kudüs’e kadar uzanan III. Misyon Yolculuğuna çıkar. III. Misyon seyahati yaklaşık olarak 53-57 yılları arasında 4 yıl sürer.

Elçilerin işlerine göre bu seyahatin amaçlarından biri önceki görev yolculuklarında çeşitli merkezlerde kurulan Paulus yanlısı cemaatleri ziyaret edip onlara iman esaslarını tekrar hatırlatmak; diğeri ise bu cemaatlere karşı aleyhteki grupların faaliyetleri nedeniyle cemaatlerde oluşabilecek olası bir bölünme veya kopmaya karşı önlem alma düşüncesidir. Paulus, öncelikle Galatia ve Phrygia bölgelerini dolaşarak, bu yörelerde önceden oluşturduğu cemaatleri ziyaret eder sonra buradan Efes’e geçer.

Pavlus, Efes’e yaptığı bu 2. ziyaretinde burada hali hazırda mevcut bir cemaat bulur. Ancak bu cemaat Vaftizci Yahya öğretisine göre vaftiz olmuş bir gruptur ve İskenderiyeli Apollos’un faaliyetleri sonucunda iman etmişlerdir. Dolayısıyla Pavlus’un savunduğu iman esasları hakkına bilgileri yoktur. Pavlus onlarla konuştuktan sonra, onları Rab, Hazreti İsa’nın adına vaftiz ederek kendi cemaatine katar.

Pavlus, III. Misyon seyahati boyunca da mucizevi tavır ve davranışlarını sürdürür. O, gittiği merkezlerde hastalıkları iyileştirir, kötü ruhları kovar hatta Troya’da olduğu gibi ölüleri diriltir.

Pavlus’un IV. Misyon Yolculuğu 58-64 yıllarında olmuştur. Kudüs’te yaşadığı bazı sorunlar yüzünden yargılanmak için Roma İmparatoru Neron’un huzuruna Roma’ya götürülür ve böylece IV. Misyon yolculuğu başlar.

Pavlus, milattan sonra 60 yılında diğer bazı tutuklular ile birlikte Romalı askerler gözetiminde deniz yolu ile Roma’ya doğru yola çıkar. Sidon, Kıbrıs ve Myra yoluyla Malta’ya gelinir. Daha sonra kendisini gözeten askerlerle birlikte yeniden yola çıkan Pavlus, deniz yoluyla Malta’dan Sicilya’ya buradan Puteoli’ye ulaşır ve ardından karaya çıkar ve Roma’ya götürülür. Roma imparatoru Neron zamanında tutuklanarak iki yıl hapiste kaldı. Hapisten çıktıktan sonra 62-64 yılları arasında doğudaki ve Girit’teki hizmetini gerçekleştirmiştir.

Pavlus Neron’nun zulmü sırasında yeniden tutuklanmış ve bundan kısa bir süre sonra 64-65 yıllarında Roma’da kafası kesilerek idam edilmiştir.

Pavlus, Hıristiyanlığın erken gelişiminde etkili bir figürdü. Yazıları ve mektupları İncil’in önemli bir bölümünü oluşturur; Pavlus, ortaya çıkan Hıristiyanlık dininin yönünü belirlemekte öncülük yapmıştır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir