Doğum tarihi: ?? ?? 1923
Ölüm tarihi: 28 Nisan 2023
Kaç yaşında öldü: 100
Meslek: Şarkıcı
Doğum yeri: İstanbul
Ölüm yeri: Barselona, İspanyal

Şair Orhan Veli Kanık ünlü ‘Sere Serpe’ şiirini onun için yazmıştı…

Bella Eskenazi, 1923 yılında İstanbul’da Bendavid ailesinin üç kızının en küçüğü olarak doğmuştur. Bella Eskenazi, daha Fatih devrinden beri İstanbul’da meskûn köklü bir ailenin kızıdır. Annesi, Romanya’dan İstanbul’a göç eden bir Yahudi ailesinden gelmektedir. Dora ve Seza adlarında iki ablası vardır. Bendavid ailesi 1934 yılında soyadı kanunu ile “Kent” soyadını aldı. Bella Eskenazi ilkokul ve ortaokulu İstanbul’da değişik okullarda tamamlamış.

40’lı yıllarda Ankara’da Güzel Sanatlar Müdürlüğü’nde çalışan ablası Dora’nın yanına sık sık giden Bella Eskenazi, yine 1940 yılında eskrim şampiyonası için Ankara’ya gittiğinde ve yine ablasında kalırken eniştesi Erol Güney’in üniversite yıllarından beri tanıdığı ve Tercüme Bürosu’nda da dostluğunu sürdürdüğü Orhan Veli Kanık’ın evlerine ziyareti sırasında bu vesile ile tanışmış olur.

Bella Eskenazi, Orhan Veli Kanık’ın akademisyen arkadaşı Erol Güney sayesinde tanışmışlardır. Bella Eskenazi, Erol Güney’in eşi Dora’nın kızkardeşidir.

1946 yılında İsmail Hakkı Tonguç ve Sabahattin Eyüboğlu, Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ile görüşürler. Cumhurbaşkanı’na “Hasanoğlan’da İngilizce dersi verebilecek bir kız bulduk, ama adı Bella” dediklerinde aldıkları yanıt, ‘isminden size ne, ha Bella ha Ayşe ne fark eder! Alın hiç durmayın!’ olur.

Bella Eskenazi liseyi bitirmediği için öğretmen değil de kütüphaneci olarak işe alınır. Maaş bordrosuna ise “elektrik ve makine teknisyeni” yazılır. Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü’nde İngilizce, Fransızca ve Almancanın yanı sıra jimnastik dersleri, bazen de coğrafya dersleri de verir. Bir yandan da lise bitirme sınavlarına hazırlanıyordu. William Shakespeare’in Bir Yaz Gecesi Rüyası adlı eserini sahneye koyan öğrencilerin yanında da o vardır; sahne düzenlemesine yardımcı olmakla kalmaz, oyundaki dansları da oyunculara o öğretir.

29 Ağustos 1947 günü TBMM’de görüşülen konular arasında, Meclis’te; hükümete liseyi bitirmemiş bir Yahudi kızının para mukabilinde Hasanoğlan’da ders verip vermediği sorulur. Böylece Bella’nın Enstitü’deki öğretmenliği son bulur.

Bella Eskenazi, Hasanoğlan Köy Enstitüsü’ndeki işine son verilince İstanbul’a döner. Annesiyle İstiklal Caddesi’ndeki Hacopulo Hanı’nın çekme katında bütün Boğaz’ı ve Haliç’i gören bir daireye yerleşir. Dört yıl kadar oturdukları bu evin konukları arasında Orhan Veli Kanık da vardır. Gelir, bir köşede oturur, konuşulanları sessizce dinler. Evde içki yoktur, yarım saatliğine Lambo’ya gider, iki tek atıp döner. Bir keresinde de evin cumbasında oturup konuştukları basamakta sızar kalır.

Şair Orhan Veli Kanık, uzun yıllar Bella’ya kur yapar. Bir de isim bulur ona: Düşes. “Karşı” adlı kitabını 1949 yılında Bella’ya verirken ilk sayfasına, “Bu iş böyle yürümez duchesse!” yazar.

Okuldan bildiği Almanca’nın yanına, kendi kendine öğrendiği beş dili daha ekledi: İngilizce, Fransızca, Almanca, Yunanca ve İtalyanca. Bella Eskenazi, Sabahattin Ali ile de yakın arkadaşdı.

Bella Eskenazi, 1952 yılında Moris Eskenazi ile evlendi, Barselona’da yaşayan Karen adında bir kızı, bir torunu var.

Bella Eskenazi, 28 Nisan 2023 tarihinde 100 yaşında İspanya, Barselona’da öldü.

Ayrıca Şair Orhan Veli Kanık, “Sere Serpe” adlı şiirinin de Bella Eskenazi için yazmıştır.

“Sere Serpe” adlı şiirininhikayesi:

Yer Ankara’da Sabahattin Eyuboğlu’nun evi, yıl 1946. Ev halkı ve misafirler salonda otururken küçük odada genç bir kız sedire uzanmış, isteksizce ders çalışıyor. Odanın öbür köşesinde, şair, kâğıda bir şeyler yazıyor. Sonra genç kıza uzatıyor kağıdı: “Bak, senin için bir şiir yazdım.” Okuyor genç kız:

Sere Serpe

Uzanıp yatıvermiş, sere serpe;
Entarisi sıyrılmış, hafiften;
Kolunu kaldırmış, koltuğu görünüyor;
Bir eliyle de göğsünü tutmuş.
İçinde kötülüğü yok, biliyorum;
Yok, benim de yok ama…
Olmaz ki!
Böyle de yatılmaz ki!

Orhan Veli Kanık

Bella Eskenazi, Şair Orhan Veli Kanık “Anlatamıyorum” şiirinin kendisine yazıldığını verdiği bir demeçte şöyle anlatmıştır:

Oysa (Şair Orhan Veli Kanık) ya resim yapar, ya şiir yazar ya da bir şeyler okurdu. Ben de ‘İyi misiniz, gemileriniz mi battı?’ dedim. “Bir şeyim yok.” dedi. “Ama ne yazıyorsunuz ne de çiziyorsunuz, bir şeyiniz var.” diye üsteleyince “Evet var, biliyorum ama anlatamıyorum.” demişti. Sonra da o ünlü “Anlatamıyorum” şiirini yazıp “Buyrun bunu size hediye etmek isterim.” demişti.

Anlatamıyorum

Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Göz yaşlarıma, ellerinizle?

Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.

Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum.

Orhan Veli Kanık

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir