Doğum tarihi: ?? ?? 1808
Ölüm tarihi: 10 Ekim 1876
Kaç yaşında öldü: 68
Meslek: Sadrazam
Doğum yeri: Arapgir ilçesi, Malatya
Ölüm yeri: İstanbul
Yusuf Kâmil Paşa ve eşi Zeynep Kamil Hanım, birçok hayır işinde bulunmuş, bugün Zeynep Kâmil Hastahanesi adıyla hizmet gören hastaneyi yaptırmışlardır.
Yusuf Kâmil Paşa, Malatya’nın Arapgir ilçesinde yoksul bir ailenin çocuğu olarak doğmuştur. Küçük yaşta yetim kalan Yusuf Kamil’i amcası Gümrükçü Osman Paşa yanına alarak okuttu. Amcası Kayseri ve Bozok sancakları mutasarrıfı iken Müderriszâde Mehmed Âlim Efendi’den özel ders aldı. Amcası ile birlikte İstanbul’a gittikten sonra onun mühürdarlığını yaptı. Zeki, becerikli, dürüst ve çalışkan olan Yusuf Kamil, 21 yaşında 1829 yılında Divan-ı Hümayun Kalemi’nde katip oldu. Yaklaşık 5 yıl İstanbul’da çalıştıktan sonra 1833 yılında Mısır Hidivi Kavalalı Mehmed Ali Paşa’nın sarayına atandı.
Mısır Hidivi Kavalalı Mehmed Ali Paşa onu kendisinin Hazîne-i Mısır kitabetine tayin etti. Yedi, sekiz ay sonra Dîvân-ı Vilâyet ikinci muavinliğine getirildi. Mısır Valisi Kavalalı Mehmed Ali Paşa Yusuf Kâmil Paşa’yı sarayında görevlendirdikten sonra küçük kızı Zeynep Kamil ile 1845 yılında Yusuf Kâmil Paşa’yı evlendirdi. Fakat diğer aile bireyleri bu evliliğe sıcak bakmıyorlardı.
Evlendikten sonraki aylarda 1845 yılında Kavalalı Mehmed Ali Paşa onu bir görevle İstanbul’a gönderdi. II. Mahmut’un kızı, Adile Sultan ile Kaptan-ı Derya Mehmet Ali Paşa’nın düğününde Mısır valisinin tebriklerini ve hediyelerini Osmanlı padişahı Sultan I. Abdülmecit’e sundu. Padişah, Yusuf Kamil Bey’e mîr-i mîrânlık (Osmanlı taşra teşkilâtında en büyük idarî birim olan eyaletin askerî ve idarî âmiri.) unvanı verdi.
1849 yılında Kavalalı Mehmed Ali Paşa ölünce, Mısır’ın yeni Valisi Abbas Hilmi Paşa, halası Zeynep Kamil Hanımın eşi olan Yusuf Kâmil Paşa’yı Sudan’da bir göreve tayin etti. Bu görevi kabul etmeyince Asvan’a sürgüne gönderip hapsettirdi. Halasına da boşanması için büyük baskı uyguladı.
Yusuf Kâmil Paşa, üçüncü ayın sonunda İstanbul’a eskiden tanıdığı Sadrazam Koca Mustafa Reşid Paşa’ya gizlice bir mektup göndererek kurtarılmasını istedi. Osmanlı Padişahı I. Abdülmecit’in Padişahının fermanıyla 1849 yılında hapisten çıkarılan Yusuf Kâmil Paşa İstanbul’a getirildi. Daha sonra Zeyneb Hanım, Vali yeğeninden Hacca gitmek için izin istedi ve gizlice İstanbul’a geldi. Koca Mustafa Reşid Paşa’nın Baltalimanı’ndaki yalısında yeniden nikâhlandılar. Hiç çocukları olmadı.
Yusuf Kâmil Paşa, İstanbul’a geldikten sonra Adliye işlerini yürütmek için kurulan Meclis-i Vâlâ’ya üye tayin edildi ve ardından bu görevine ilave olarak eğitim işleri ile ilgilenen Meclis-i Maarif-i Umumiye üyeliğine getirildi. Bu arada Encümen-i Daniş’in dahili üyeleri arasında girdi. 1853 yılında kısa bir süre Ticâret Nâzırlığında bulundu. 1854 yılında ikinci defâ Ticâret Nâzırlığına getirilen Yusuf Kâmil Paşa, aynı yıl Meclis-i Âlî-i Tanzimat başkanı oldu. Bir ay sonra Meclis-i Vâlâ-yı Âhkâm-ı Adliyye başkanlığına getirildi.
Abdülaziz saltanatında Keçecizade Fuat Paşa’dan sonra 05 Ocak 1863 & 01 Haziran 1863 tarihleri arasında dört ay yirmiyedi gün sadrazamlık yaptı ve yine Keçecizade Fuat Paşa’ya devretti.
1854 yılında Süveyş Kanalı imtiyazının Fransızlara verilmesinin Mısır’a yabancı müdahalesini arttıracağı düşüncesindeki Yusuf Kâmil Paşa, konağında yapılan bir Meclis-i Vükela toplantısında alınan kararla, imtiyazın iptali için kayınbiraderi olan Mısır valisi Mehmed Said Paşa’ya bir mektup yazdı. Mektup Fransız elçisinin eline geçince; Koca Mustafa Reşid Paşa sadrazamlıktan, Yusuf Kamil Paşa Meclis-i Vâlâ-yı Âhkâm-ı Adliyye başkanlığından istifa etmek zorunda kaldı.
1857 yılında tekrar Meclis-i Vâlâ başkanlığına getirilen Yusuf Kâmil Paşa, bu görevde iki yıl çalıştıktan sonra İstifa edip Mısır’a gitti. 25 Haziran 1861 tarihinde Abdülaziz padişah olduktan sonra yeniden İstanbul’a geldi.
1860 yılında çıkan Suriye ve Lübnan isyanını bastırmakla görevlendirilerek Şam valiliğine atanan Keçecizade Fuad Paşa dönüşünde 22 Kasım 1861 tarihinde sadrazamlığa getirilince Yusuf Kâmil Paşa sadrazam kaymakam oldu. Bu dönemde ortaya çıkan mali krizi, kendi hazinesinden bir miktar altını piyasaya sürerek önledi.
Sadrazam Keçecizade Fuad Paşa, 05 Ocak 1863 tarihinde istifa edince padişah Sultan Abdülaziz tarafından sadrazamlığa getirildi. 01 Haziran 1863 tarihine kadar bu görevinde kaldı. Sadrazamlığı döneminde Sultan Abdülaziz’in Keçecizade Fuad Paşa ile birlikte 1863 yılının Nisan ayında Mısır’ın Osmanlı Devleti’ne bağlılığını arttırmaya amaçlayan Mısır seyahatine çıkmasını sağlaması devrinin önemli olaylarındandır. Sultan Abdülaziz’in İstanbul’a dönüşünde Keçecizade Fuad Paşa tekrar sadrazam yapılınca Yusuf Kâmil Paşa, tekrar Meclis-i Ahkâm-ı Adliye başkanlığına getirilmiştir.
Yusuf Kâmil Paşa, Türk edebiyatının ilk çeviri romanı olarak bilinen François Fenelon’un Les Adventures de Telemaque (Telemakhos’un Maceraları) adlı eserini çevirmesi nedeniyle Türk edebiyat tarihinde kendisinden söz edilenler arasında yer alır ve 1862 yılında Türkçe yayımlanan ilk çeviri roman olması bakımından büyük önem taşır.
1869 yılında Mithat Paşa’nın yerine Şura-yı Devlet başkanlığına getirildi. 27 Şubat 1869 & 21 Ekim 1871, 04 Ağustos 1872 & 21 Ağustos 1875 ve 31 Mart 1876 & 05 Haziran 1876 tarihlerinde 3 kez Şura-yı Devlet başkanlığı yaptı. Dîvân-ı Ahkâm-ı Adliye Nâzırlığı vazifesini de üstlendi. Hastalığı sebebiyle 1875 yılında bu vazifeden ayrıldı.
Yusuf Kâmil Paşa ve eşi Zeynep Kamil Hanım, birçok hayır işinde bulunmuş, bugün Zeynep Kâmil Hastahanesi adıyla hizmet gören hastaneyi yaptırmışlardır.
İstanbul’da birçok hayır ve hasenâtı vardır. Bunların başında, hanımı ile birlikte yaptırdıkları, Üsküdar’daki Zeynep Kâmil Hastanesi (1862) ve Zeynep Kamil İlk Öğretim Okulu (1878) gelmektedir. Kendi özel mülklerinde hastalara ücretsiz hizmet vermek üzere yaptırdıkları hastanenin bulunduğu semte de Kamil Paşa ve eşinin adından dolayı “Zeynep Kamil Hastanesi” adı verilmiştir. Ayrıca Elazığ’da kütüphaneli bir medrese yaptırmışlar, İstanbul’da Bebek’ten Zinicirlikuyu’ya kadar şose bir yol yaptırmışlar, Gülhane’deki yıkılan Beşirağa Camii’ni imar etmişler Yakacık memba suyunu Kartal’a getirmişler, birçok çeşme ve tarihi yapıyı restore ettirmişlerdir.
Zeynep Kamil ile Yusuf Kâmil Paşa, İstabul, Vezneciler’de bulunan ve daha sonra İstanbul Üniversitesi olan Zeynep Hanım Konağı’nda (1942 yılında yandı) yaşıyorlardı. 7 Salonu, 79 odası ve bağımsız bir hamamı olan konak, halk arasında “Pamuk Saray” olarak biliniyordu. Zira, Mısır’daki pamuk çiftliklerinin geliriyle yapılmıştı. Bebek’teki görkemli yalıları da renginden dolayı “Pembe Yalı” olarak isimlendirilmişti. Yine Yakacık taraflarındaki yazlık köşkleri de gösterişli bir hayat yaşamalarını sağlıyordu. Evlerinde toplantılar eksik olmazdı. Devrin edebiyatçıları, sanatçı ve aydınları her daim toplanır ve taltif edilirlerdi. Üç aylarda Kur’an ve dini sohbeler, diğer aylarda eğlence, müzik ve edebiyat toplantıları yapılırdı.
Namık Kemal’de Zeynep Hanım Konağı’nın müdavimlerindendi. Namık Kemal’in; “servetinin küçük bir kısmını feda ederek”, İstanbul’da hayır işi yapmasını tavsiye etmesi ile hastane yapma fikri doğmuş oldu. Hemen bir tezkîre ile padişahtan izin istendi. Nuhkuyusu’nda 15.000 arşın (yaklaşık olarak 10.200 metre) yer alındı. 24 Haziran 1875 tarihinde hastanenin temeli atıldı. Hastane inşaatın başlandı ancak Yusuf Kâmil Paşa 10 Ekim 1876 tarihinde öldü. İnşaat yedi yıl sürdü. 02 Mart 1882 Perşembe günü görkemli bir açılış töreni yapıldı.
Kültürlü ve seçkin bir devlet adamı olan Yusuf Kâmil Paşa, Arapça, Farsça ve Fransızca biliyordu.
Yusuf Kâmil Paşa 10 Ekim 1876 tarihinde İstanbul’da Bebek’teki yalıda 68 yaşında öldü. Zeynep Kamil Hastanesi bahçesindeki küçük türbeye gömüldü. 1886 Yılında Zeynep Hanım’da öldü, yan yana yatırıldılar.
İstanbul’da Kadıköy Moda’daki Barış Manço’nun evinin bulunduğu sokağa ismi verilmiştir.