Kilo vermekte zorlananlarda hormon bozukluğu söz konusu olabilir. Diyet yaparken bir yılda ağırlığın yüzde 10’unu kaybetmek, zayıflama programının iyi gittiğinin işaretidir.

Altıncı ay ve birinci yılda boy, ağırlık, vücut kitle indeksi, bel çevresi ölçülmeli ve ne kadar zayıflandığı takip edilmelidir.

– Hareket etmeden zayıflamak mümkün değildir. Spor yoksa az yeseniz de kilo vermek zor olur.
– Psikolojik sorunlarınız varsa ve aşırı stres altındaysanız başarısız olma olasılığı yükselir.
– Geceleri uyanıyor ve doğru buzdolabına gidip bir şeyler atıştırıyorsanız kanınızda insülin yüksek olabilir. Bunun için uygun ilaçlar almanız ve diyetinizi ayarlamanız gerekir.
– Kilo veremeyen bazı kişilerdeyse tiroit hormonu yetmezliği olabilir. Bu durum kilo vermede zorluk yaşatabilir.
– Kadınlarda menopoz döneminde kilo vermede bazı sıkıntılar olabilir. Doktorunuz size diyet, ilaç ve egzersiz ayarlaması hususunda yardımcı olacaktır.
– Yumurtalığında kist olan kadınlarda bu durum önceden bilinmiyorsa diyet tedavisiyle zayıflamada zorluklar yaşanabilir.
– Diyete başlamadan önce bir endokrinoloji uzmanına muayene olmanızı tavsiye ederiz.

Zayıflayamama Nedenleri:

– Fazla yemeye devam etmek.
– Hareketi yeterince artırmamak,
– Psikolojik olayların araya girmesi.
– Ailede diğer kişilerin yardımcı olmaması ve sosyal baskılar.
– Depresyon, tıkanırcasına yeme nöbetleri (yeme davranış bozuklukları).
– Tiroit hormonu yetmezliği veya başka hormon bozuklukları olması.
– Yumurtalıklarda kist olması.
– Kanda insülin hormonunun yüksekliği ve açlık ataklarının devamı.
– Erkeklerde kanda erkeklik hormonu azlığı.

Metabolizmayı Çalıştırma Yolları:

– Aşırı yemekten kaçının.
– Kas kitlenizi artırmak için spor yapın.
– İyi uyuyun.
– Dengeli yiyin.
– Yüksek glisemik indeksli gıdalardan yani kan şekerini çok yükselten ürünlere yanaşmayın.
– Kafein tüketimini azaltın.
– Yeterli kalsiyum alın (brokoli, badem, kabak, koyu renk yapraklı sebzeler, süt, yoğurt) ?
– Alkol içmeyin.
Öğün atlamayın, az ve sık yiyin.

Fiziksel aktiviteyi artırma önerileri:

– Otobüs veya minibüsle gideceğiniz yere bir durak kala inmek ve yürümek.
– İşyeri ve alışveriş merkezinde aracınızı en uzak yere park etmek.
– Asansör yerine merdiven kullanmayı alışkanlık haline getirmek.
– Farklı aktiviteler bulmak (bahçe işleri, tamir, araç temizleme, vs.).
– Eve kondisyon cihazları alıp soğuk havalarda bunları kullanmak.
– İş yerine mümkünse bisikletle gitmek.

Belirli Kilo Kaybından Sonra Daha Fazla Zayıflaymıyorum?

Belirli bir kilo verdikten sonra, daha fazla zayıflayamamak sık görülen bir durumdur. Bunun nedeni vücudun kendini koruma mekanizmasıdır. Belirli miktarda kilo verildikten sonra, vücut yeni duruma karşı bir denge sağlamaya çalışır ve kilo kaybı azalır, bazen durur. Bu kişiler ümitsizliğe kapılmamalı, sağlıklı beslenme ve egzersize devam etmeli, hatta egzersizi biraz daha artırmalıdırlar.

Bu arada stres ve depresyon kilo vermeyi engeller. Bu hastaların bir kısmında tıkanırcasına yeme krizleri ve gece atıştırmaları fazla görülür. Yağlı ve şekerli gıdalar yenince beyindeki stres hormonu CRH azalmakta ve kişiler rahatlamaktadır.

Kilo alan, fazla yiyen ve depresyondayken fazla uyuyan kişilerde stres hormonu bozukluğu mevcut demektir. CRH’yi azaltmak üzere kısa zaman için bu gıdaları tüketmek stresi giderir, ancak uzun süre devam etmesi halinde kilo alımı olmaktadır.

Ara Öğünde Badem Yemek Zayıflatır. Badem ara öğünlerinde yendiği zaman tokluk hissi yaratarak kilo verilmesine katkıda bulunur. Yapılan yeni bir klinik çalışmada, günde 50 gr. badem yiyen kişilerde tokluk hissinin daha fazla olduğu ve daha kolay kilo verdikleri ortaya kondu.

Tatlandırıcı Kullanımı

Tatlandırıcı kullanımına pek sıcak bakmıyoruz. Ne de olsa kimyasal bir maddedir. Çayınızı tatlandırıcı kullanmadan içmeye çalışın. Ama çok isteniyorsa içinde ‘aspartam’ olanlardan günde en fazla 8-10 tane kullanılabilir. Bitkisel tatlandırıcı ‘stevya’ ve ‘splenda’da olabilir. Meyve diyetinde daha fazla kilo alabilirsiniz!

Meyve diyeti, yanlış uygulandığında kilo alımına neden oluyor…

Yaz meyvelerinin, iyi birer vitamin ve enerji kaynağı olduğunu belirten diyetisyen Şefika Aydın, kilo vermek için iyi bir seçenek gibi görünen, ancak yanlış uygulandığında kilo alımına neden olan meyve diyeti hakkında uyarıda bulundu. Yaz meyveleri, yüksek oranda antioksidan öğeler içerdiğinden kansere karşı koruyucu özellik taşıyor.

Diyetisyen Şefika Aydın, “Özellikle yaz meyvelerinin kanser yapıcı ve ilerletici maddelerin oluşumunu engellediği bilinmektedir. Meyveler aynı zamanda iyi birer vitamin, mineral ve enerji kaynağıdır. Büyüme ve gelişmeye yardım eder, hücre yenilenmesini ve doku onarımını sağlar. Meyveler yüksek miktarda posa içermesi sebebiyle bağırsakların düzenli çalışmasında ve kolesterol seviyesinin kontrolünde büyük rol oynamaktadır.

Aynı zamanda içeriğindeki yüksek posa sayesinde kişilerde doygunluk hissi gösterir. Yani kişi uzun süre açlık hissetmeyeceğinden aralarda yaptığı atıştırmalar azalır ve bir sonraki ana öğünde fazladan besin tüketimi engellenmiş olur” dedi.

Fazla Enerji Almayın:

Meyvenin yeterli miktarlarda tüketilmesi gerektiğini anlatan diyetisyen Şefika Aydın, “Meyveler, gereksinimden fazla tüketildiğinde fazladan enerji alımına sebep olacağından kilo kontrolüne ters etki yapabilir. Çünkü basit karbonhidrat içeren besinlerdir. İçinde fruktoz denilen meyve şekeri vardır. Meyveler fazla yendiğinde, fazla kalori alınmasına neden olunur. Bu fazla kalori de kilo olarak geri döner.

Bu yüzden meyve tüketiminde porsiyon kontrolüne dikkat edilmelidir. Bir kişinin bir günde yemesi gereken meyve miktarı, üç-beş porsiyon arasında değişir. Bu porsiyon miktarını gün içine dikkatlice dağıtmak gerekir.

Çocuklarda ve büyüme çağında meyvenin günde en az 3 porsiyon alınması gerekir. 1 porsiyonu gösteren örnek miktar; 1 küçük boy elma, armut, şeftali veya 1 çay bardağı kiraz, erik veya çilektir.

Karpuz kavunun 1 porsiyonu 2 parmak kalınlığında hilal şeklinde kesilmiş 1 ince dilim miktarıdır. Yetişkinlerde 2-3 porsiyon alımı yeterlidir” diye konuştu.

Protein Tüketin

Metabolizmamızın düzenli çalışması için ilk başta meyvenin ara öğünlerde tüketilmesini tavsiye eden beslenme ve diyet uzmanı Aydın, “Ayrıca kalorisi düşük, tok tutucu, tüketimi kolay ve bulunabilirdir. Ana öğün olarak tüketilmesinde sakınca yoktur. Yemekle beraber tüketilince yağlandırmaz.

Özellikle meyveyi ana öğünde tercih ediyorsak proteinli gıdalarla tercih edelim. Etli yemeklerin yanında bol sebze meyve yemenin bazı çalışmalarda etin kolesterolü yükseltici etkisini azalttığı üzerine bazı çalışmalar vardır.

Yine yumurta tüketiminde de yanında meyve yemek veya suyunu içmek ya da menemen gibi sebzelerle pişirmenin de kolesterol açısından daha koruyucudur. Proteinli gıdalarla tüketilince daha uzun süre tok kalmayı sağlar ve insülin dengesi de korunur. Örneğin yazın vazgeçilmezi karpuz, peynir, ekmek tüketimi sağlıksız değildir. Sadece miktar açısından çok aşmamak gerekir.

1 kase yoğurt + meyve salatası +ekmek hafif olması açısından öğün olarak alınabilir. Sakıncalı olan bunu hem kahvaltı hem öğle hem de akşam yemeği olarak yemektir. Bilinen ve birçok kişi tarafından uygulanan en büyük yanlış, öğünde tek başına meyve tüketmektir” konuştu.

Tek başına meyve diyeti sağlıksızdır

“Tek başına meyve diyetinin sağlıksız” olduğunu ifade eden Aydın, şunları söyledi: “Meyve diyeti, monoton ve can sıkıcıdır. Sürekli aynı besinlere yönelmek bıktırıcıdır. Besin öğeleri yetersizliğine neden olur. Çok kısa sürelerde fazla kilo kayıpları sağlansa da kalıcı olmaz. Kısa sürede ağırlık kaybı sağlar, hızlı kaybedilen ağırlık yağdan değil yağsız kitleden oluşur.

Eski beslenme alışkanlıklarına geri dönüldüğünde kaybedilen ağırlığın korunması mümkün olmaz, daha fazla kilo artışı olur. Ana öğünlerde tüketilen meyvelerin yanında proteinli bir besinin olması her açıdan sağlıklıdır” dedi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir